Süt Dişlerinin Önemi ( Pedodonti )
Süt dişleri çocuklarda daimi dişlerden önceki diş dizisi olmanın dışında onların sürmesine rehberlik eden dişlerdir. Erken kayıpları sonucu çenede yer darlığına sebep olup daimi dişlerin sürememesine yada uygun olmayan pozisyonda ağzı içinde konumlanmasına neden olurlar.Erken çekim söz konusu olduğunda alttan sürecek daimi dişin uygun pozisyonda sürebilmesi için yer tutucu yapmak gerekir. Süt dişlerinin erken kaybı sonucu fonksiyon kaybı da olur.
Karışık dişlenme döneminde yani süt dişlerinin yoğun bir şekilde yerlerini daimi dişlere bıraktığı süreç içersinde; düşmeye yakın olan süt dişleri ve yeni sürmekte olan daimi dişler çürüğe daha yatkındır. Bu nedenle çocuğun hijyen sağlayışı mutlaka kontrol edilmeli, gerekirse anne veya baba tarafından dişinin fırçalanması sağlanmalıdır.
Çürüyen süt dişleri düşmesine yakın bir dönemde değil ise mutlaka tedavi edilip, hem alttan gelecek olan daimi dişlere rehberlik sağlar, hem doğal yer tutucu görevini görür, hem de çiğneme fonksiyonunda kayıp oluşmamış olur.
Biberon çürüğü:
Süt keser ve köpek dişlerini genelde kapsayan yaygın çürük şeklidir. Genelde emzik ve biberona alışılması için bunlara sürülen reçel bal gibi şekerli gıdaların etkisi ile olur. Bu durumda dişler çürüyerek çocuğun yemem fonksiyonun bozulmasına hatta ısırma yetisinin yok olmasına sebep olur. Çürüklere bağlı ağrı da görülebilir. Eğer bu tarz bir alışkanlık yaratılmış ise mutlaka sonrasında bol su içirilmeli, peynir gibi ph yükseltici diş dostu besinlerden faydalanılmalıdır.
ALTI(6) YAŞ DİŞİ ve FİSSÜR ÖRTÜCÜ,FLUOR UYGULAMASI
Çocukların gençlik dönemlerinde ağız-diş sağlığı ile ilgili problem yaşamamaları için ailelerin üstüne düşen en önemli görev süt dişlenmenin bittiği 2,5-3 yaşından itibaren çocuklarını diş hekimine altı(6) ayda bir götürmeleri , çocuğun muayenehane ortamına alışmasını ve diş hekimiyle tanışmasını sağlamaktır. Bu tanışmanın gerçekleşmesi ile ileriki dönemde çocuğun ağız-diş sağlığı ile bir problem yaşadığında daha önce hiç bulunmadığı ve tanımadığı bir hekim yerine; bildiği sevdiği bir ortam ve tanıdığı bir diş hekimiyle tedavileri yapılabilir
Bir çocuğun süt dişlenmeden itibaren ağız hijyenine önem vermek gerekir. Özellikle altı(6) yaş dişlerinin yani ilk daimi(sürekli) dişlerinin sürdüğü dönem çok önemlidir. Altı yaş dişi, 2,5-3 yaşında sürmesini tamamlamış süt azılarının arkasından alt ve üst çenede sağda ve solda olmak üzere sürerspan>
Bu diş, sürecek olan azı dişlerine ve diğer dişlerin diziliminde de dolaylı olarak rehber olacağından korunması gerekir.
Altı yaş dişi çürüdüğünde tedavi edilmesi şarttır çünkü yerine başka bir diş gelmeyecektir. Ancak çürümeden de önlemler alınabilir. Erken dönemde diş hekimiyle tanışmış olan çocuk ağız hijyenine daha çok önem verecektir. Ayrıca diş hekimi de altı yaş dişlerine koruyucu bir tedavi olan fissür örtücü uygulaması yaparak- -bu uygulama oldukça kolaydır ve anestezi gerektirmez,çocuk acı duymaz- – bu dişleri korunmuş olur. Altı aylık periyotlar halinde yapılacak kontroller ile de tedavinin devamlılığı sağlanır. Bu seanslar arasında çocuğun diş fırçalama alışkanlığının ebeveynleri tarafından takip edilmesi büyük önem taşırspan>
Bu uygulama on iki(12) yaşında sürecek olan ikinci büyük azı diş için de uygulanabilir.
Fluor tableti kullanımı ise tam bir muammadır. Çocuk doktorları bunu kolaylıkla yazarken bir diş hekimi gerçekten bu sistemik uygulamaya gerek var mı diye düşünür. Çünkü içilen suda yediği yiyeceklerde hatta mamasında fluor var iken bunun gerçekten yetersiz olması durumunda bu tablet önerilebilir. Çünkü fazla kulanımı fluorosis dediğimiz diş minesinde koyu kahve renkleşmeye neden olan durum ile karşılaşılabilir. Fluorun topikal yani diş yüzeyine doğrudan uygulaması ile daha iyi sonuç verecektir.
PARMAK EMME ALIŞKANLIĞI
Anne rahminde iken iç güdüsel olarak başlayan bu alışkanlık 3-4 yaşına kadar herhangi psikolojik ve patolojik etken olmaksızın görülür. Bu durum beslenme isteğinden ziyade uyku ile yakın bağlantısı olan bir alışkanlıktır (Ritvel alışkanlığı) . Fakat ; “Bebek beslenme bittikten sonra parmağını emerse ve faaliyeti beslenme süreleri arasında uzun süre emerse, emme arzusunun yeterince doyurulmadığı düşünülmeli bu durumu giderici tedbirlerin neler olabileceği üzerinde durmak gerekir”.(S. Gider 1996). 3 yaşına kadar bu alışkanlıktan vazgeçirmeye çalışmak çocuk tarafından dirençle karşılanır. Diş çıkarma dönemleri,utanma- korkma gibi duygular yine çocuğu parmak emmeye yönlendirebilir.
Genelde 4 yaşını dolduran çocuklarda bu alışkanlığı bırakmış olmaları beklenmektedir. %-6 yaşına kadar devam eden olgularda sıkıntı daha az olmakla birlikte ileri döneme taşınan bu alışkanlık damak gelişimindeki deformasyona (V şeklinde damak) bağlı olarak dişlerin diziliminde farklılık yaratacaktır. 4 yaşından sonra devam etmesi durumunda altında yatan psikolojik neden araştırılmalıdır.
Parmak emmenin süresi ve parmağın ağızda kalma zamanına göre etkinin miktarı da değişmektedir. Gelişmekte olan kas ve kemik üzerindeki etkisi ile dişlerin pozisyonlarında değişikliğe neden olarak üst ön dişlerin öne ve alt ön dişlerin geriye doğru pozisyon aldığı görülür, böylece ön açık kapanış meydana gelir. 3,5 yaşından sonraki durumdaki kalıcılık artmaya başlar.
Bu alışkanlıktan vazgeçirmek için oldukça sabırlı davranmak gerekir. Bu durumun hş olmadığının ve bu davranışın artık uygun olmadığı çocuğun anlayacağı dil ile ifade edilmelidir. Sürekli konunun açılması ve eleştiri yapmak ters etki yapacaktır. Bu alışkanlığa misal yeni doğan kardeşine yönelen ilgiyi tekrar kendi üstüne çekmek için başvurabilir. Çocuğunuzu oluşabilecek köklü değişikliklere önceden hazırlamak gerekir. Önemli olan olumlu tepki verdiği etkenleri göz önünde bulundurarak bu alışkanlıktan rencide olmadan kurtulmasını sağlamaktır. Çocuğa meşguliyetler sağlamak bu alışkanlığın önüne geçilmesini sağlayabilir. Aynı zamanda anne baba olarak çocuğunuzla iletişim kurmanız oldukça önem kazanmaktadır. Çocuklar korkutularak bu alışkanlıktan kurtulamazlar. Ödüllendirme yöntemine de gidilmesi faydalı olabilir. Öncelikle çocuk kendi iradesi ile bu alışkanlıktan kurtulmak isterse bunu başarabileceğini unutmamak gerekmektedir.
Parmak emmeye başlayan veya bunu alışkanlık haline getirmiş çocuklara bu alışkanlıkları terk etmeleri için uygun olmayan tedbirlerin, cezaların uygulanması sonucu bir çok uyum ve duyusal problemlerin ortaya çıkmasının nedeni olabilir. Basit bir alışkanlığı terk ettirmek için uygulanan metotlar durumla ilgisi olmayan yeni ve kronik bazı uyum bozukluklarına sebep olabilir.
Belki çocuk parmak emme veya lastik meme emmeden özel bir haz duyabilir. Bu hiçbir zaman zararlı bir alışkanlık değildir. Normal davranışlar ve ilişkiler yoluyla bu alışkanlık 1 yaşının sonunda terk edilebilir.