Gömük Diş Tedavisi

Gömük dişlerden özellikle yirmi yaş dişleri veya diğer adıyla 3. büyükazı dişleri, ağızda en son gelişen ve süren dişler olup gömük kalma olasılığı en yüksek olan dişlerdir.  Yirmi yaş dişleri 16-31 yaşları arasında sürerler. Günümüzün modern yaşantısı, insanların yemek alışkanlıklarını değiştirdiğinden, zamanla daha küçük yapılı çene kemikleri oluşmaktadır ve bu nedenle yirmi yaş dişleri sürmek için yer bulamamaktadır. Eğer yirmi yaş dişleri gömülü olarak değerlendirilmişse, her gömülü yirmi yaş dişinin çekileceği anlamına gelmemelidir.

Dişi sürmesi; yaşa, çene kemiğindeki gömüklük derecesine ve pozisyonuna bağlıdır. 15-20 yaşlar değerlendirme için en uygun yaşlardır. Yirmi yaş dişlerinin kök gelişimi 21 yaş civarında tamamlanır. Eğer diş çekimine karar verildiyse çekimin erken yaşlarda yapılması avantajlıdır. Çünkü çene kemikleri genç yaşlarda daha yumuşaktır; dolayısıyla dişlerin çıkartılmaları daha kolay olabilir. İleri yaşlarda yapılacak çekimlerde cerrahi müdahalenin yaratacağı komplikasyonlar daha fazla olabilir. Kanal tedavili ve kökleri eğri olan yirmi yaş dişlerinin çekimi esnasında köklerin kırılma riskini artar. Kırılan kök parçasının çıkarılması esnasında alt çenede alveolar inferior sinirinin, üst çenede ise maksiller sinüsün zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Yine üst köpek dişleri ve 1. ve 2. küçükazı dişleri yer darlıkları nedeniyle süremeyerek damak kemiği içerisinde gömülü kalabilmektedir. Üst damak eti kaldırılarak kemikte aşındırma yapıldıktan sonra dişlere ulaşılarak çıkarılır. İyileşmenin daha iyi olması için damak ameliyatları sonrasında hastaya yemek yeme sırasında kullanması için damak plağı yapılması uygun olur.

     

Neden yirmi yaş dişleri çekilmelidir?

1. 12 yaş dişinin zarar görmesine neden olabilirler. Yirmi yaş dişleri  2. molar dişler (12 yaş dişleri) için ciddi tehlike yaratabilirler. Konumlanmaları itibariyle gömülü yirmi yaş dişleri ikinci büyük azıdişlerinin köklerine hasar verebilir veya çürümelerine sebep olabilir.

2. Alt çenede ön ve arka dişlerde çapraşıklık yaratabilirler. Sürmekte olan yirmi yaş dişinin, önündeki dişleri itekleme gücü yüksektir. Bu durumda ön dişler en fazla etkilenerek sıralanmaları bozulabilir.

3. Kronik enfeksiyona (perikoronitis) neden olabilirler. Yirmi yaş dişleri sürerken üzerilerini örten dişeti tam olarak açılmayabilir; dişin bir kısmı ağız ortamına açılabilir ama büyük kısmı gömülü kalabilir. Dişin ağız ortamı ile ilişkili olduğu kısmı ile dişeti arasında bir cep oluşabilir. Oluşan cep besinlerin birikmesi için uygun bir zemin oluşturduğundan bakterilerin bu bölgeye göçünü kaçınılmaz kılar. Bu durumda sık sık şişlik ile kendini gösteren son derece ağrılı lokal bir dişeti iltihaplanması oluşur (perikoronitis). Bu iltihaplanma ilerleyerek dişeti-yanak mukozası-bademciklerin birleştiği yerden; yanak apsesi oluşumuna veya boyun fasyalarına ilerleyerek farengeal ve retrofarengeal fasya tutulumuna ve ilerlerse mediastinitis gibi çok ciddi enfeksiyon tablolarına neden olabilir. Bu nedenle ağız ortamıyla ilişkili olan tam sürmemiş yirmi yaş dişlerinin tereddütsüz çekilmeleri gerekir.

4. Kist oluşuma neden olabilirler. Her diş beraberinde bir folikül oluşumu ile gelişimini tamamlar. Diş ağız ortamına sürerken bu folikül normal olarak parçalanır ve kaybolur. Eğer diş süremezse folikül kistik bir yapıya dönüşebilir. "Dentigeröz kist" olarak tanımlanan bu patolojik oluşum komşu dişlere zarar verebilir veya büyüyerek çene kemiğinde şekil bozukluğuna neden olabilir.

5. Genellikle çiğneme düzleminde olmadıklarından fonksiyon görmezler. Yirmi yaş dişi  ağzın en gerisinde olduğu için temizlenmesi ve çürüdüğünde restore edilmesi çok güç olmaktadır. Geride oldukları için çiğneme aktivitesinde de etkin bir rol oynamayan ve özellikle eğri sürmüş yirmi yaş dişlerinin potansiyel risk taşımaları nedeniyle çekilmeleri yerinde olur.

6. TME ağrısına neden olabilirler. Yirmi yaş dişleri sürdüklerinde çenelerin dişsel kapanışında veya çiğneme hareketlerinde uyumsuzluk yaratabilirler.  Erken diş temasları sonucu oluşan kuvvetler çene eklemi üzerinde olumsuzluklara neden olabilir. Ayrıca yirmi yaş dişleri süremezlerse çene kemiği içinde itekleme kuvveti oluşturarak ekleme yansıyan ağrılara neden olabilirler. Bu nedenle eklem ağrısı şikayeti olan hastalarda gömülü yirmi yaş dişleri tetikleyici bir unsur olarak kabul edilerek çekilmeleri yerinde olur.

Gömük Diş Ameliyatı Öncesi Dikkat Edilecek Hususlar

Aşırı olmamak kaydıyla tok karnına gelmelisiniz. Rutin aldığınız ilaçlarınızı, doktorunuz aksini önermediği sürece kullanmalısınız. Diyabet hastası  iseniz o güne ait açlık kan şekeri ölçümünü  yaptırmalısınız. Genel bir hastalığınız varsa, ilk muayenenizde gerekli görüldüğünde uzman doktor konsültasyonlarına başvurulabilir. İşlem sonunda dikiş konulacağı için, hijyen açısından erkek hastalarımızın sakal ve bıyık traşı olmaları daha doğru olacaktır.

Gömük Diş Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilecek Hususlar


15-20 dakika boyunca ameliyat bölgesine yerleştirilen tamponu sıkı bir şekilde ısırınız.
Operasyondan sonra ağrı kesici olarak aspirin benzeri ilaçlar almayınız. Doktorunuzun önereceği ilaçları düzenli olarak kullanmaya özen gösteriniz.

Uyuşukluk geçene kadar yemek yemeyiniz ve bir şeyler içmeyiniz. Operasyonu takip eden 2 gün boyunca ılık ve yumuşak diyetle besleniniz.

Ameliyat sonrası 2 gün boyunca sigara ve alkol kullanmayınız. Ameliyattan sonra ilaç kullanıyor olmanız düşüncesiyle, ilaçlar tamamen bitene dek kesinlikle alkol tüketmeyiniz.

Operasyonun ertesi gününden itibaren rutin ağız ve diş bakımınıza devam edebilirsiniz.

Ameliyat sonrası birkaç saat veya birkaç gün içinde başlayan kanamalar ve şiddetli ağrılar meydana geliyor ve kötü ağız kokusu eşlik ediyorsa, alveolit nedeniyle vakit kaybetmeden doktorunuza başvurunuz.

Gömük diş ameliyatlarını takip eden ilk 48 saat süresince, operasyon yapılan bölgedeki yanağınızın dış tarafından soğuk uygulaması yapınız, yanaktan buz uyguluyorsanız, buzu bir tülbente veya peçeteye sararak 10’ar dakika aralıklarla soğuk komprese devam ediniz, hekiminizin önerisine göre 7-10. günde dikişleri z

Gömülü Diş Operasyonu


Gömülü dişler, ağız cerrahisinde en sık görülen olgulardır. Ağızda sıklıkla alt-üst 20 yaş dişleri, üst çene köpek dişleri ve nadiren alt-üst çene küçük azı dişleri gömülü kalabilir. Gömülü dişler bazen hiç belirti göstermez ve şikayete neden olmaz. Bazen de, çok büyük şikayetlere neden olabilirler. Varlığı saptandıktan sonra, şikayete neden olsun ya da olmasın gömülü dişlerin mutlaka çekilmesi gerekmektedir.

Gömülü dişlere bağlı oluşabilecek şikayetler şunlardır:

* Bulundukları bölgeye bağlı olarak, zaman zaman baş, kulak, göz ağrılarına neden olurlar.

* Özellikle yarım gömülü dişler ile dişeti arasında ve gömülü dişle bir önündeki komşu diş arasında iyi temizlenemeyen bir bölge bulunacaktır. Burada biriken yemek artıkları sonucunda oluşan mikroorganizmalar, sürekli yinelenen enfeksiyonlara, komşu dişte çürüklere neden olur.

* Gömülü 20 yaş dişleri, yer darlığı nedeniyle sürmeye (çıkmaya) çalışırlarken öndeki dişlere basınç uygularlar. Bu basınç sonucunda, özellikle tek köklü ön grup dişlerde kaymalar ve yer değiştirmeler oluşur. Bu nedenle özellikle Ortodontik Tedavi gören çocuklar ve gençlerde, 20 yaş dişlerinin sürme pozisyonları çok sıkı takip edilmelidir.

* Kemik içerisinde gömülü olan dişler, bir kesecik içerisinde bulunurlar. Zaman içerisinde bu kesecik değişime uğrayarak, kist oluşmasına neden olabilir. Oluşan kistler, zamanla çok büyük boyutlara ulaşarak çene kemiğini zayıflatır ve çene kırıklarına bile neden olabilir.